Havaların ısınması ve doğanın canlanması ile birlikte pek çok insan park ve bahçelerde güzel havanın tadını çıkarmaya başladı. Ancak önlem almadan yeşillik alanlara çıkanlar, kötü sürprizlerle karşılaşabiliyor. Çünkü bu aylarda kene ısırmalarına bağlı “Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi” vakaları artış gösteriyor. Kene ısırmasının belirtilerini ve nasıl tedavi olmamız gerektiğini bilmek, olası “Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi” hastalığı riskinden korur ve acil bir müdahale ihtiyacında nasıl davranılması gerektiği konusunda da yol gösterir.
“Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi’’ hastalığı açısından risk grupları olarak şunları söyleyebiliriz:
1 – Kırsal kesimde yaşayan, hayvanlarla ilişkisi olanlara, kırsal kesimde özellikle çalılıklar ve otların olduğu yerlerde piknik, av veya çeşitli amaçlarla bulunanlara bulaşabilmektedir.
2 – Veterinerler, avcılar, kasaplar ve çiftçilerde, meslek hastalığı olarak görülebilir. Ayrıca bu hayvanların etlerinin hazırlanması sırasında ev hanımlarına ve bu işle uğraşanlara bulaşma riski yüksektir.
3 – Doktor, hemşire ve sağlık memuru ve laborantlar gibi sağlık görevlileri ile evde hasta bakan hasta yakınlarına bu yolla bulaşabilmektedir.
Şüpheli temas öyküsü olan kişilerin 14 gün süresince hastalığa ait bulgular ve ateş yönünden takip edilmeleri gerekir.
Kene Isırması ve Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi Belirtileri
Bir kenenin insandan kan emmesi ile Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi belirtilerinin ortaya çıkması arasında ortalama 2, (1-3) günlük bir kuluçka zamanı vardır.
Kırım Kongo Kanamalı Ateşi’nin ilk belirtileri iştahsızlık, baş ağrısı, yüksek ateş, yaygın kas ağrıları, mide ağrısı, kusma ve bazen de ishal şikayetleri ile kendisini gösterir. Birkaç gün içinde gözlerde ve yüzde kızarıklık, göğüste noktasal kanamalar, vücutta yaygın cilt altı kanamaları, burun kanaması, dışkıda ve idrarda kan bulunması gibi ciddi kanama bozukluğu bulguları görülebilir.
Belirtileri fark ettiğiniz anda kene tedavisi yapan hastanelere ulaşmanız gerekir.
Isırmasına Karşı Alınacak Önemler!
Kene ısırması ve devamında oluşan Kırım Kongo Kanamalı Ateşi’den korunmak için bir dizi önlem alınmalıdır. Bunlar şu şekilde özetlenebilir:
- Keneler, 5mm-1.2 cm boyunda, yassı-oval şekilli, 5-6 adet bacağı bulunan, kırmızı-kahverengi, uçamayan ve sıçrayamayan parazitlerdir. Daha çok sık otların ve çalıların bulunduğu yerlerde ve hayvan barınma alanlarında görülürler.
- Kırım-kongo Kanamalı Ateşinden korunmak öncelikle hastalığa neden olan virüsü taşıyan kenelerden uzak durmak ile mümkündür. Kene yönünden şüpheli ve tehlikeli olan bölgelerden uzak durulmalıdır. Hayvanlarla gereksiz temaslardan kaçınılmalıdır.
- Hayvan barınakları veya kenelerin yaşayabileceği alanlarda, çıplak ayakla dolaşılmamalı, kısa giysiler giyilmemeli, mümkünse açık renkli (kenelerin kolaylıkla fark edilebilmeleri açısından), uzun kollu ve uzun paçalı giysiler giyilmelidir.
- Genellikle ‘’Kene nasıl çıkartılır’’ sorusu bu durumla karşılaşanlar için önemli hale geliyor. Vücut belirli aralıklarla kene yönünden muayene edilmeli, vücuda yapışan keneler kesinlikle ezilmeden ve kenenin ağız kısmı koparılmadan (bir pensle sağa sola oynatarak, çivi çıkarır gibi) çıkarılmalıdır.
- Kenelerin üstüne kimyasal dökülmesi, kibrit ile yakılması gibi işlemler kenelerin hastalık etkenlerini aktarma riskini artırabilir. Bu tarz uygulamalardan kaçınmalı ve kene çıkarma yöntemlerini kendiniz uygulamak yerine uzmana başvurmalısınız.
- Ormanlarda çalışan işçilerin ve ava çıkanların lastik çizme giymeleri veya pantolonlarının paçalarını çorap içine sokmaları kenelerden koruyucu olabilmektedir.
- Kene ilaçları da keneden korunmak için oldukça önemlidir. Gerek insanları gerekse hayvanları kenelerden korumak için kene ilaçlarının kullanılabilir.
- Hayvan sahipleri hayvanlarını kenelere karşı uygun akarisitlerle ilâçlamalı.
- Hayvan barınakları kenelerin yaşamasına imkân vermeyecek şekilde yapılmalı, çatlaklar ve yarıklar tamir edilerek badana yapılmalıdır.
- Kene bulunan hayvan barınakları uygun akarisitlerle usulüne göre ilâçlanmalıdır.
- KKKA insandan insana bulaşabilmektedir, bu nedenle hastalarla temastan kaçınılmalı, zorunlu olarak temas edenler ise mutlaka gerekli tedbirleri almalıdırlar.
- Sağlık personeli bu konuda yayınlanmış rehberlerde belirtilen özel tedbirleri alarak hasta ve şüphelilere yaklaşmalıdırlar.
- Hasta ya da şüpheliler yine konuyla ilgili rehberlerde belirtildiği şekilde izole edilmelidir.
- Hasta kimse veya hayvana ait şüpheli eşyalar, vücut sıvıları, çıkartılar ve cesetlerin dezenfeksiyonunda, % 0,5 klor çözeltisinde 5 dakika tutulması gerekir. Kirli yüzeyler veya tekrar kullanılması gereken malzemelerin dezenfeksiyonu için ise % 0,05’lik klor çözeltileri kullanılmalıdır. Klor solüsyonu, cilt ve gözler için tahriş edici olduğundan dikkatli kullanılması ve uzun süre maruz kalmaktan kaçınılması gerekmektedir. Dezenfeksiyon için bazı başka yöntemler ve ajanlar da bulunmaktadır, ancak en kolay temin edilebildiği ve her yerde bulunabileceği için klor solüsyonu (çamaşır suyu) kullanılması önerilir.